Şehrin Heyecan Veren
Etkinlik Takvimi

Yeni kültür-sanat sezonundan öneriler…
Yazı: Elif Eren
Händel: “Amour Fou” Burak Özdemi̇r & Musica Sequenza
18 Ocak
Borusan Müzik Evi
Burak Özdemir ve barok müzik topluluğu Musica Sequenza, yeni projeleri "Amour Fou" ile yeniden Borusan Müzik Evi’nde! Händel’in coşkulu opera aryalarını koreografik bir performansa dönüştüren bu artırılmış konser serisi, aşkın tutkulu ve karmaşık duygularını sahneye taşıyor. Barok fagotu ve kontrtenor Georg Bochow’un büyüleyici sesiyle birleşen 18. yüzyıl enstrümanları, izleyicilere unutulmaz bir müzik ve görsel şölen sunacak.

Vera Molnár’ın İzinde
23 Şubat’a kadar
Pera Müzesi
Josef Broich küratörlüğünde düzenlenen ‘Vera Molnár’ın İzinde’ isimli sergi, bilgisayar sanatının öncülerinden Vera Molnár’ın üretimlerinden ilham alan 16 çağdaş sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. Molnár, 1960’larda algoritmalarla deneysel çizimler yaparak dijital sanatın temellerini atmış, 1970’lerden itibaren plotter çizimlerine ve “%1 düzensizliğe” izin veren eşsiz bir sistem geliştirmişti. Cézanne, Dürer, Klee, Monet, Mondrian ve Malevich gibi ustalardan esinlenen Hommage serileriyle tanınan sanatçının yöntemlerini ve görsel dilini video, artırılmış gerçeklik gibi çağdaş medya aracılığıyla yeniden yorumlayan sergi, sanatçının mirasına saygı duruşunda bulunuyor.

Siv Jakobsen
6 Mart
Babylon
İçten sözleri ve büyüleyici melodileriyle tanınan Norveçli müzisyen ve besteci Siv Jakobsen, İstanbullu sevenleriyle buluşacak. İlk EP’si ‘The Lingering’ ile müzik dünyasına adım atan Jakobsen, bugüne dek yayınladığı albümlerle indie-folk tarzının önemli bir temsilcisi oldu. José González ve Susanne Sundfør gibi isimlerle turneler yapan Jakobsen, 2024 yazında yayımladığı cover EP’si ‘bird’s-eye view’ ile müziğinde derin bir hassasiyet ve dürüstlük sunmaya devam ediyor.

Chiharu Shiota: Dünyalar Arasında
20 Nisan’a kadar
İstanbul Modern
Chiharu Shiota’nın ‘Dünyalar Arasında’ başlıklı kişisel sergisi, sanatçının “ara bir yerde olma” hissini İstanbul’un kozmopolit kimliğiyle ilişkilendirerek mekan, bellek ve aidiyet kavramlarını sorguluyor. Japonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 100. yılı kapsamında düzenlenen sergide, Shiota’nın kırmızı ipliklerle sarılı bavullar ve geniş yerleştirmesi, göç, kimlik ve insan ilişkilerini temsil ediyor. Sanatçı, limanların ve yolculukların metaforik anlamlarını kendi göç hikayesiyle harmanlayarak izleyiciyi duygusal bir bağ kurmaya davet ediyor. Sergi, Shiota’nın hafıza ve insanlık üzerine yoğunlaşan pratiğini başarıyla ortaya koyuyor.
